Kanın, damar bütünlüğünün bozulmasıyla, normal olarak içinde bulunduğu kalp ve damarlardan dışarıya çıkmasına kanama denir.
Nedeni ve yeri ne olursa olsun, durmayan ya da durdurulamayan her kanama, şok, hatta ölüme yol açar. Kazalarda ölümlerin önemli bölümü bir kanamadan kaynaklanır. Bu nedenle kanamanın kontrolü ve durdurulması en çok ihtiyaç duyulan ve en önemli ilk yardım konularından biridir.
Zedelenen damar çeşidine göre kanamaları üçe ayırabiliriz;
1. Kılcal damar kanamaları: Kılcal damarlar hücrelere ulaşan son damar uzantılarıdır. Çok ince olup içlerinde çok az kan bulunduğu için zedelenme, kesilmelerinde ancak sızıntı tarzında ve hafif bir kanama olur. Bir kesi ya da darbe sonrası ortaya çıkabilir. Hemen her zaman, dış müdahale olmasa bile, kendiliğinden sona erer. Hayati tehlike yaratmaz.
2. Toplardamar kanamaları: Toplardamarlar hücrelerden dönen kanı kalbe taşıyan, düşük basınçlı kan akımı olan damarlardır. Cilde yakın, yüzeysel toplardamarlar kol ve bacak, el, ayak sırtında rahatça seçilebilir. Toplardamar kesileriyle olan kanamalarda koyu renkli, taşma tarzında kan kaçışı görülür. Çoğu kez doğrudan baskı uygulayarak kontrol altına alınabilir. Genellikle yaşamı tehlikeye sokmaz.
3. Atardamar kanamaları: Atardamarlar kalbimizden yüksek basınçla pompalanan kanı hücrelere ileten, toplardamarların tersine kol ve bacakta derinde yol alan damarlardır. Atardamardan olan kanamalarda, açık renkli kanın, yara ağzından kalp atımına uyumlu şekilde fışkırarak çıktığı izlenir. Genellikle durdurulması daha zor olan, hayati tehlike yaratan kanamalardır.
Kanamaları konumu ve yönüne göre de üçe ayırmak mümkündür:
Kanın kaçışının gözle izlenebildiği kanamaya dış kanama adı verilir. İç organlara ait damarlar, ya da vücut içinde kafa-göğüs-karın boşluklarında yerleşik damarların, bir darbe ya da kesici delici bir aletle parçalanmasıyla ortaya çıkan kan kaçışı dışardan görülmez. Bunlar, iç kanama olarak adlandırılır. Kanayan damarın vücudun iç organlarında olduğu kanamalar, doğal deliklerden dışarıya doğru kanama olarak adlandırılır.
Kanamada ilkyardımcının amacı, önce damardan kan kaçışını önlemek, sonra da, kan hacmi azaldığı için şoka karşı önlem almaktır.
Kanamaya müdahalede en basit, risksiz, malzeme gerektirmeyecek yöntemden daha etkili, ancak uygulaması daha zor, riskler taşıyan yönteme doğru bir sıra izlenir. Değişik yöntemlerle damarı sıkıştıran, içinden kan geçmesi ve dışarıya kaçmasını önleyen ilkyardımcı, damardan kan kaçışını önleyen sağlam pıhtı oluşuna kadar uygulamasını sürdürmelidir.
Kanamayı durdurmak için kullanılan ilkyardım yöntemleri sırayla;
1. Kanayan yer üzerine doğrudan baskı yapmak,
2. Kanayan damarın kalpten geliş yolu üzerindeki özel noktalara baskı yapmak,
3. İlk iki yöntemle kontrol edilemeyen özel durumlarda, turnike-boğucu sargı yapmaktır.
Ufak bir keside, kesi yerinin su ve sabunla yıkanıp üzerine birkaç dakika bastırılması yeterli olacaktır. Üzeri bir yara bandı ile kapatılabilir.
Daha büyük bir yaralanmada, yara bezi üzerinden avuç ya da parmaklarla yapılacak baskı ile kanama durdurulduktan sonra, yeniden açılmayı önlemek için rulo, ya da, bohça haline getirilecek yara bezleri ile, üzerine sıkı bandaj yapılması uygun olur. Kanamalı kişinin sakinleştirilmesi ve kanayan kol ya da bacağın yukarıya kaldırılması, kanamanın durmasını kolaylaştıracaktır. Kanla ıslanan bandaj sökülmez, üstten yenilenir.
Doğrudan baskı ile kontrol edilmeyen kanamalarda, ilkyardımcı kanamanın yerine uygun bir noktadan, baş parmağı ya da yumruğu ile baskı yaparak, kanı getiren atardamarı sıkıştırır. Ancak uygun baskı noktaları bu konuda beceri eğitimi almadan kullanılmamalıdır.
Organ kopması, birden fazla atardamar kanamasına aynı anda baskı uygulayamayacak tek ilkyardımcı olması, kazazedenin yanından ayrılma zorunluluğu, ilkyardımcının uzun sürecek yol boyunca baskı yapacak gücü olmaması durumunda, son çare olarak, boğucu sargı-turnike uygulanır. Uygulama omuz-dirsek ya da diz-kalça arasındaki tek kemikli bölgeye yapılır. Kan dolaşımının tam olarak kesilmesi kalıcı doku hasarlarına neden olabileceği için istenmeyen bir uygulamadır.
Her yüz kanamalı olaydan doksanının yara yerine baskı yapılarak, geri kalan on olayın dokuzunun özel noktalara baskı ile kontrol altına alınabileceği, turnike-boğucu sargının çok az başvurulacak yöntemler olduğu unutulmamalıdır.
İç Kanamalarda İlkyardım
İç kanamada ilkyardımcı kanamanın varlığını dışarıdan göremez. Büyük kemik kırıkları, kafaya gelen darbeler, tüm vücudu etkileyen kazalarda, dıştan izlenebilen kanama olsun ya da olmasın, iç kanamadan şüphe edilmelidir.
Kazazede huzursuzluk, halsizlik, uyuklama hali, görme ve işitme sorunları, soğuk, soluk ve nemli bir cilt, karında sertlik ve bastırınca ağrı, vücutta yaygın sıyrık, morluk ve şişlikler, susuzluk hissi, zayıf fakat hızlı solunum ve nabız varsa iç kanama düşünülmelidir.
İç Kanama Düşünülen Kazazede İçin Yapılacaklar: Kazazedenin ayakları yüksekte olacak şekilde yatırılıp, kazazede ısıtılır ve vakit kaybetmeden hızlıca bir sağlık kuruluşuna sevk edilir.
acilkurtarma
Acil kurtarma
7 Kasım 2016 Pazartesi
6 Kasım 2016 Pazar
Depremde ilk yardım
DEPREMDE İLK YARDIM BİLGİLERİ
Deprem gibi afetlerde yaralıya müdahelede ilkyardımı iyi bilmek gerekiyor. En sık karşılaşılan yaralanmalar hiç de basit yaralanmalar değil: İç ve dış kanamalar, kafa, göğüs, karın, göz yaralanmaları ve yanmalar. Enkaz altından yaralı çıkarılırken dikkat edilmesi gereken pekçok husus var. Aceleye getirilen kurtarma girişimleri sonucunda yeni kanamalar, yeni kırıklar meydana gelebilir, ağır yaralanmalar oluşabilir. En başta gelen kural, yaralının vücudunun katlanmadan, boynunun ve belinin sağa sola, arkaya öne kıvrılmadan, vücut boyunca çekilerek çıkarılması. Bu esnada yaralının vücudunun değişik bölümlerinin halen sıkışık olması mümkün. İlkyardım teknikleri, yeterince bilinmezse hayat kurtaracağım derken yapılan yanlışlık yaralının durumunu ağırlaştırabiliyor.
ANA KURALLARI
1 Öne kendinizin ve çevrenizin can güvenliğini sağlayın.
2 Çevrede ilkyardım konusunda daha deneyimli birisi varsa, ana müdaheleyi ona bırakın ve yardımcı konuma geçin.
3 Soğukkanlı ve çevrenizi sakinleştirecek şekilde davranın.
4 Hastayı soğuk kanlı ve hızlı bir şekilde değerlendirin.
Bilmediğiniz konuda müdahale etmeyin.
5 Hastayı ve yakınlarını sakinleştirin.
6 Olay yerine ulaşan sağlık personeline detaylı ve doğru bilgi verin.
TEMEL İLKELERİ
1 Tehlike: Yaralı ya da hastanın bulunduğu yerin gaz kaçağı gibi tehlike içerip içermediğini saptayın.
2 Taşıma : Yaralı ya da hastanın tehlikeli bölgeden çıkarılması, ilkyardımın daha uygun koşullarda yapılacağı yere aktarılması veya ambulansa nakli sırasında, yaralanma ya da hastalığın durumuna uygun ve durumu kötüleştirmeyecek şekilde taşıyın.
3 Triyaj: (Ayırma) Birden çok yaralı veya hasta olduğu durumlarda müdahele öncelik sıralamasını dikkatle yapın ve buna uyun.
4 Tanı: Hasta veya yaralının solunum, doluşum, kanama, şok, bilinç gibi yaşamsal öneme ait durumlara öncelik verin.
5 Haberleşme: Olayı haber vererek gerekli sağlık, itfaiye, güvenlik ekiplerinin olay yerine gelmelerini sağlanmalı.
Öncelikle yaralının hava yolunun ve solunumunun açık olup olmadığını kontrol etmek gerek. Bunu hastanın ağzına ve burnuna ağzınızı yaklaştırarak yapabilirsiniz. Şah damarından kalp atışı olup olmadığını kontrol edin. Deprem gibi doğal afetlerde en çok rastlanılan yaralanmalara yapılacak müdahaleler ise şöyle:
KANAMALAR
Kanın herhangi bir nedenle damar dışına çıkmasına kanama deniyor. Kanamalar her zaman tehlikelidir. Halsizlik, şok ve ölümle sonuçlanabilir. İç ve/veya dış kanama biçiminde olabilir.
Temel yaşam desteği sonrasında tedavide önceliğe sahiptir.
Erişkinde 500 mililitre, çocuklarda 100-300 mililitre, bebeklerde 30 mililitreden fazla kanama (özellikle 10 dakika içinde) tehlike yaratır. Kanamaların çoğu 6-10 dakika içinde,
damar spazmı ve pıhtı oluşumu ile durur. Acil bir durumdur ve hemen hastaneye sevk edilmelidir.
ŞOK
Dış kanamaların kontrolünde şunları yapmak gerek: Kanama olan bölgeye direkt basınç uygulanır. Steril veya temiz gazlı bez ya da örtü yara üzerinde kapatılarak el veya parmakla 10 dakika doğrudan basınç uygulanır. Pansuman, sargı bezi ile sarılarak yerinde durması sağlanır. Kanama devam ederse, Üzerine temizi konulabilir. Kanama olan bölge yukarı kaldırılırak kontrol edilmelidir.
Deprem gibi doğal afetlerde ne çok karşılaşılan durum şok. Damarlarda kan miktarının veya basıncının düşmesi ile oluşur. İç ve dış kanamalar, kalp durması, yanık gibi aşırı sıvı kaybı, korku acı gibi nedenlerle kan çekilmesi başlıca nedenlerinden. Şokun belirtileri şunlar: Soluk, soğuk, nemli deri, zayıf ama hızlı nabız, yüzeysel ve hızlı solunum, bilinç bozukluğu. Şokun ilk yardımına gelince: Yaralıyı sırtüstü yatırarak ayakları 30 santimetre kadar yukarı kaldırılmalı. Nabız, kanama ve kırık kontrolü yaparak gerekiyorsa müdahale edilmeli. Vücudu sıkan giyisiler çıkarılmalı ve yaralı sakinleştirmeye çalışılmalı. Derhal ambülansa koymalı.
Asla içecek, yiyecek ve sigara verilmemeli.
YARALANMALAR
Hareket enerjisinin vücuda teması sonucu vücutta hasar oluşmasına yaralanma deniyor. Depremde bu hasarlar; yumuşak dokularda şekil bozulması, cilt ve gözde yırtıklar, kemiklerde kırık ve karaciğer ve dalakta patlamaya kadar ciddileşebiliyor.
Yaralanmanın iki tipi var. Birincisi açık yarası olan ve enfeksiyon riski taşıyan delici yaralanmalar ve derin kanamalar, kırıklar, ciddi doku hasarlarına neden olan künt yaralanmalar. Yaralanmalarda birincil tedavi hastanın hava yolu, solunum,
dolaşım ve bilinç dörtlüsünü kontrol etmek. Kritik yaralanmada hasta havayolu tıkanması, solunum yetmezliği, kanamaya bağlı şok ve bilinç bozukluğu yüzünde hayatını kaybedebiliyor. İkincil tedavide ise tüm yaralanmaların tespiti, kafa-ayak arasındaki
bütün bölgelerin gözden geçirilmesi ile yapılıyor.
KAFA YARALANMALARI
Kafa yaralanmalarındaki bulgular şunlar: Saçlı deride yaralanma, bilinçte kayıp, kafa kemiklerinde kırık, göz etrafında gözlük biçiminde morluk, kulak ve burundan gelen şeffaf sıvı denilen beyin-omurilik sıvısı gelmesi, gözbebeklerinde eşitsizlik veya yaralının ışığa cevap vermemesi, duyu ve hareket kaybı.
İlkyardımda muhtemel boyun kırığı olabileceğini unutmayın ve boynu güvence altına alın, kanama varsa kontrolünü sağlayın, başlangıçtaki bilinç ve durum bilgisi durumunu kaydedin ve derhal ambülansa götürün.
ANA KURALLARI
1 Öne kendinizin ve çevrenizin can güvenliğini sağlayın.
2 Çevrede ilkyardım konusunda daha deneyimli birisi varsa, ana müdaheleyi ona bırakın ve yardımcı konuma geçin.
3 Soğukkanlı ve çevrenizi sakinleştirecek şekilde davranın.
4 Hastayı soğuk kanlı ve hızlı bir şekilde değerlendirin.
Bilmediğiniz konuda müdahale etmeyin.
5 Hastayı ve yakınlarını sakinleştirin.
6 Olay yerine ulaşan sağlık personeline detaylı ve doğru bilgi verin.
TEMEL İLKELERİ
1 Tehlike: Yaralı ya da hastanın bulunduğu yerin gaz kaçağı gibi tehlike içerip içermediğini saptayın.
2 Taşıma : Yaralı ya da hastanın tehlikeli bölgeden çıkarılması, ilkyardımın daha uygun koşullarda yapılacağı yere aktarılması veya ambulansa nakli sırasında, yaralanma ya da hastalığın durumuna uygun ve durumu kötüleştirmeyecek şekilde taşıyın.
3 Triyaj: (Ayırma) Birden çok yaralı veya hasta olduğu durumlarda müdahele öncelik sıralamasını dikkatle yapın ve buna uyun.
4 Tanı: Hasta veya yaralının solunum, doluşum, kanama, şok, bilinç gibi yaşamsal öneme ait durumlara öncelik verin.
5 Haberleşme: Olayı haber vererek gerekli sağlık, itfaiye, güvenlik ekiplerinin olay yerine gelmelerini sağlanmalı.
Öncelikle yaralının hava yolunun ve solunumunun açık olup olmadığını kontrol etmek gerek. Bunu hastanın ağzına ve burnuna ağzınızı yaklaştırarak yapabilirsiniz. Şah damarından kalp atışı olup olmadığını kontrol edin. Deprem gibi doğal afetlerde en çok rastlanılan yaralanmalara yapılacak müdahaleler ise şöyle:
KANAMALAR
Kanın herhangi bir nedenle damar dışına çıkmasına kanama deniyor. Kanamalar her zaman tehlikelidir. Halsizlik, şok ve ölümle sonuçlanabilir. İç ve/veya dış kanama biçiminde olabilir.
Temel yaşam desteği sonrasında tedavide önceliğe sahiptir.
Erişkinde 500 mililitre, çocuklarda 100-300 mililitre, bebeklerde 30 mililitreden fazla kanama (özellikle 10 dakika içinde) tehlike yaratır. Kanamaların çoğu 6-10 dakika içinde,
damar spazmı ve pıhtı oluşumu ile durur. Acil bir durumdur ve hemen hastaneye sevk edilmelidir.
ŞOK
Dış kanamaların kontrolünde şunları yapmak gerek: Kanama olan bölgeye direkt basınç uygulanır. Steril veya temiz gazlı bez ya da örtü yara üzerinde kapatılarak el veya parmakla 10 dakika doğrudan basınç uygulanır. Pansuman, sargı bezi ile sarılarak yerinde durması sağlanır. Kanama devam ederse, Üzerine temizi konulabilir. Kanama olan bölge yukarı kaldırılırak kontrol edilmelidir.
Deprem gibi doğal afetlerde ne çok karşılaşılan durum şok. Damarlarda kan miktarının veya basıncının düşmesi ile oluşur. İç ve dış kanamalar, kalp durması, yanık gibi aşırı sıvı kaybı, korku acı gibi nedenlerle kan çekilmesi başlıca nedenlerinden. Şokun belirtileri şunlar: Soluk, soğuk, nemli deri, zayıf ama hızlı nabız, yüzeysel ve hızlı solunum, bilinç bozukluğu. Şokun ilk yardımına gelince: Yaralıyı sırtüstü yatırarak ayakları 30 santimetre kadar yukarı kaldırılmalı. Nabız, kanama ve kırık kontrolü yaparak gerekiyorsa müdahale edilmeli. Vücudu sıkan giyisiler çıkarılmalı ve yaralı sakinleştirmeye çalışılmalı. Derhal ambülansa koymalı.
Asla içecek, yiyecek ve sigara verilmemeli.
YARALANMALAR
Hareket enerjisinin vücuda teması sonucu vücutta hasar oluşmasına yaralanma deniyor. Depremde bu hasarlar; yumuşak dokularda şekil bozulması, cilt ve gözde yırtıklar, kemiklerde kırık ve karaciğer ve dalakta patlamaya kadar ciddileşebiliyor.
Yaralanmanın iki tipi var. Birincisi açık yarası olan ve enfeksiyon riski taşıyan delici yaralanmalar ve derin kanamalar, kırıklar, ciddi doku hasarlarına neden olan künt yaralanmalar. Yaralanmalarda birincil tedavi hastanın hava yolu, solunum,
dolaşım ve bilinç dörtlüsünü kontrol etmek. Kritik yaralanmada hasta havayolu tıkanması, solunum yetmezliği, kanamaya bağlı şok ve bilinç bozukluğu yüzünde hayatını kaybedebiliyor. İkincil tedavide ise tüm yaralanmaların tespiti, kafa-ayak arasındaki
bütün bölgelerin gözden geçirilmesi ile yapılıyor.
KAFA YARALANMALARI
Kafa yaralanmalarındaki bulgular şunlar: Saçlı deride yaralanma, bilinçte kayıp, kafa kemiklerinde kırık, göz etrafında gözlük biçiminde morluk, kulak ve burundan gelen şeffaf sıvı denilen beyin-omurilik sıvısı gelmesi, gözbebeklerinde eşitsizlik veya yaralının ışığa cevap vermemesi, duyu ve hareket kaybı.
İlkyardımda muhtemel boyun kırığı olabileceğini unutmayın ve boynu güvence altına alın, kanama varsa kontrolünü sağlayın, başlangıçtaki bilinç ve durum bilgisi durumunu kaydedin ve derhal ambülansa götürün.
5 Kasım 2016 Cumartesi
Elektrik çarpmasında ilk yardım
ELEKTRİK ÇARPMASINDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
Elektrik çarpması ev ve işyerlerindeki pirizler ve elektrikli aletlerden kaynaklanan elektrik kaçakları, enerji iletim kablolarının kopması ya da direklere tırmanılması, yıldırım düşmesi gibi durumlarla ortaya çıkabilir.
Deri üzerinde oluşan yanık, solunum ve dolaşım sisteminde bozukluk, bilinç kaybı sonucu düşme ve buna bağlı kırıklar elektrik çarpmasının muhtemel sonuçlarıdır. Elektrik çarpmasının damarlar üzerindeki etkisi, kalıcı, geç ortaya çıkan sorunlar yaratabilir. Tellere asılı ya da elektrik tellerine temas halinde yerde yatarken bulunan kişide, elektrik çarpması düşünülmelidir. Bazen kazazede bayılmadan önce kablodan ayrılmayı başarmış olabilir. Kimi kısa süreli, düşük voltajlı elektrik çarpmalarında kazazedenin bilinci açık olup, cilt üzerinde dahi hiç iz bulunamayabilir.
İlkyardım Müdahalesi Üç Aşamadan Oluşur:
· 1. Elektrik akımı şalterden kesilmelidir; bu yapılamıyorsa kazazedenin çıplak kablo ile teması iletken olmayan bir cisim kullanılarak kesilmelidir.
· 2. Kaza ortamında hemen kazazedenin soluk yolu, solunum ve kalp atış düzeni kontrol edilmeli ve gerekiyorsa sağlanmalı, bilinç kaybı var ise koma pozisyonu verilmelidir.
· 3. Yanık varsa bakımı yapılır; kazazede fiziksel ve psikolojik olarak rahatlatılır ve ayağa kaldırılmadan nakli sağlanır. Düşmeye bağlı kırık varsa tespit işleminden sonra nakil gerçekleştirilir.
Elektrik çarpması ev ve işyerlerindeki pirizler ve elektrikli aletlerden kaynaklanan elektrik kaçakları, enerji iletim kablolarının kopması ya da direklere tırmanılması, yıldırım düşmesi gibi durumlarla ortaya çıkabilir.
Deri üzerinde oluşan yanık, solunum ve dolaşım sisteminde bozukluk, bilinç kaybı sonucu düşme ve buna bağlı kırıklar elektrik çarpmasının muhtemel sonuçlarıdır. Elektrik çarpmasının damarlar üzerindeki etkisi, kalıcı, geç ortaya çıkan sorunlar yaratabilir. Tellere asılı ya da elektrik tellerine temas halinde yerde yatarken bulunan kişide, elektrik çarpması düşünülmelidir. Bazen kazazede bayılmadan önce kablodan ayrılmayı başarmış olabilir. Kimi kısa süreli, düşük voltajlı elektrik çarpmalarında kazazedenin bilinci açık olup, cilt üzerinde dahi hiç iz bulunamayabilir.
İlkyardım Müdahalesi Üç Aşamadan Oluşur:
· 1. Elektrik akımı şalterden kesilmelidir; bu yapılamıyorsa kazazedenin çıplak kablo ile teması iletken olmayan bir cisim kullanılarak kesilmelidir.
· 2. Kaza ortamında hemen kazazedenin soluk yolu, solunum ve kalp atış düzeni kontrol edilmeli ve gerekiyorsa sağlanmalı, bilinç kaybı var ise koma pozisyonu verilmelidir.
· 3. Yanık varsa bakımı yapılır; kazazede fiziksel ve psikolojik olarak rahatlatılır ve ayağa kaldırılmadan nakli sağlanır. Düşmeye bağlı kırık varsa tespit işleminden sonra nakil gerçekleştirilir.
4 Kasım 2016 Cuma
Zehirlenmelerde ilk yardım
Zehirlenme
Zehilenme, canlı vücuduna toksik yapılı maddenin girişiyle, vücuttaki rutin işlevleri engelleyen olaydır. Canlının yaşamsal faaliyetlerini olumsuz etkileyeceğinden vücuda giren her yabancı madde toksik olarak kabul edilir. Zehirlenme olayı soluma, beslenme veya cilte temas halinde meydana gelir. Zehirlenme olayını detaylı inceleyecek olursak üç kola ayırmamız gerecek.
Bunlar;
Sindirim Yoluyla: Bu zehirlenme biçimi günlük hayatımızda evimizde ya da bahçede tüketebileceğimiz besinler ile meydana gelmektedir. Bu besinlerin başında zehirli mantarlar gelirken, bozuk besinler ( genellikle son kullanma tarihi geçmiş besinler), ilaçlar ve aşırı alkol kullanımı örnek verilebilir. Ve ayrıca en çok bu maddeye dikkat edilmelidir. Çünkü günümüzde en sık rastlanan zehirlenme türüdür.
Solunum Yoluyla: Vücuda yabancı olan toksik maddenin solunum yoluyla yani oksijene karışımıyla bünyeye dahil olması ile gerçekleşen zehirlenme türüdür. Bizim karbondioksit diye bildiğimiz (vücudun kullanımı sonrası atılan oksijen evresi) gaz, günümüzde nadir kullanılmakla birlikte tüp kaçağı, doğalgaz kaçağı (en risklileri arasında gösterilmektedir), bütan gazı (C4H10), şofben, lağım çukuru, çöplüklerde oluşan patlayıcı olarak bilinen metan gazı, genellikle havuzların temizliğinde kullanılan klor, yapıştırıcılar ve evde sıkça kullandığımız temizlik malzemeleri bu zehirlenmenin sebepleri arasında gösterilmektedir.
Cilt Yoluyla: Bu zehirlenme türünde canlının direkt deriye toksik maddenin teması ile gerçekleşir. Genellikle böcek sokmaları ( Alerjisi olanda kırkayak komaya sokar), sarmaşıklara temas, ilaç enjeksiyonu gibi nedenler başlıca örneklendirmede yeterli olacaktır.
Zehirlenme
Zehirlenmede Belirtiler:
Zehirlenmenin belirtilerine değinecek olursak, türüne göre farklılık göstermekle birlikte belirtiside farklı olacaktır. Şu şekilde açıklayacak olursak;
Sindirim sistemi bozukluklarına örnek olarak, bulantı, kusma, diyare ve en çok şikayetçi olunan karın ağrısıdır
Solunum sistemi bozukluklarında ise, nefes darlığı, ilerleyen durumlarda nefes durması, oksijen eksikliğinden kaynaklı morarma,Dolaşım sistemi bozukluklarında ise, nabız bozukluğu hatta kalbin durması. Ve dolayısıyla yaşamın yitirilmesi.
Sinir sistemi bozuklukları günümüzde ülkemizde çok ilerlememiş olsada elektronörofizyoloji bilim dalında kullanılan başlıca elektroensefalografi ve elektromiyografi gibi cihazlarla tanı konulmaktadır. Bu belirtiler, bilinç kaybı, rahatsızlık hissi, havale, hareketlerde uyumsuzluk ve uyku bozuklukları.
İlk Müdahale:
Solunum yoluyla zehirlenmede; hastanın bulunduğu ortam havalandırılır. Zehirlenen kişi yarı oturur yani doksan derece açıyla oturtulur. Bilinci kapalıysa koma pozisyonu verilerek tıbbi yardım istenmelidir. Solunumu korumak için ise genellikle enfeksiyonlu hastalarda kullanılan maske veya ıslak bez kullanılmalıdır.
Sindirim yoluyla zehirlenmede ise: ilk olarak bilinç kontrolü yapılması gerekmektedir. Zehirli madde oral yol ile bulaşmış ise ağız su ile çalkalanmalı, el ile bulaşmış ise el hijyenik el yıkama yöntemiyle sabun ve kimyasal solusyon ile altmış saniye boyunca yıkanmalıdır. Yaşam bulguları değerlendirilir. Özellikle zehirlenmeye sebep olan kimyasal madde yanıcı ise hasta kesinlikle kusturulmamalıdır. Acil müdahale ekibine haber verilir. Ve ekip gelene kadar gerekli bilgiler toplanmalıdır.
Cilt yoluyla zehirlenmede; ilk olarak yaşam bulguları değerlendirilir. Hastanın ellerinin zehirli madde ile teması engellenmelidir. Zehi bulaşmış kıyafetler hastanın üzerinden çıkartılmalı ve herkesten uzak tutulmalıdır. En az yirmi dakika boyunca deri gözeneklere sindirilerek bol suyla yıkanmalıdır. Tıbbi yardım istenmelidir.
Zehilenme, canlı vücuduna toksik yapılı maddenin girişiyle, vücuttaki rutin işlevleri engelleyen olaydır. Canlının yaşamsal faaliyetlerini olumsuz etkileyeceğinden vücuda giren her yabancı madde toksik olarak kabul edilir. Zehirlenme olayı soluma, beslenme veya cilte temas halinde meydana gelir. Zehirlenme olayını detaylı inceleyecek olursak üç kola ayırmamız gerecek.
Bunlar;
Sindirim Yoluyla: Bu zehirlenme biçimi günlük hayatımızda evimizde ya da bahçede tüketebileceğimiz besinler ile meydana gelmektedir. Bu besinlerin başında zehirli mantarlar gelirken, bozuk besinler ( genellikle son kullanma tarihi geçmiş besinler), ilaçlar ve aşırı alkol kullanımı örnek verilebilir. Ve ayrıca en çok bu maddeye dikkat edilmelidir. Çünkü günümüzde en sık rastlanan zehirlenme türüdür.
Solunum Yoluyla: Vücuda yabancı olan toksik maddenin solunum yoluyla yani oksijene karışımıyla bünyeye dahil olması ile gerçekleşen zehirlenme türüdür. Bizim karbondioksit diye bildiğimiz (vücudun kullanımı sonrası atılan oksijen evresi) gaz, günümüzde nadir kullanılmakla birlikte tüp kaçağı, doğalgaz kaçağı (en risklileri arasında gösterilmektedir), bütan gazı (C4H10), şofben, lağım çukuru, çöplüklerde oluşan patlayıcı olarak bilinen metan gazı, genellikle havuzların temizliğinde kullanılan klor, yapıştırıcılar ve evde sıkça kullandığımız temizlik malzemeleri bu zehirlenmenin sebepleri arasında gösterilmektedir.
Cilt Yoluyla: Bu zehirlenme türünde canlının direkt deriye toksik maddenin teması ile gerçekleşir. Genellikle böcek sokmaları ( Alerjisi olanda kırkayak komaya sokar), sarmaşıklara temas, ilaç enjeksiyonu gibi nedenler başlıca örneklendirmede yeterli olacaktır.
Zehirlenme
Zehirlenmede Belirtiler:
Zehirlenmenin belirtilerine değinecek olursak, türüne göre farklılık göstermekle birlikte belirtiside farklı olacaktır. Şu şekilde açıklayacak olursak;
Sindirim sistemi bozukluklarına örnek olarak, bulantı, kusma, diyare ve en çok şikayetçi olunan karın ağrısıdır
Solunum sistemi bozukluklarında ise, nefes darlığı, ilerleyen durumlarda nefes durması, oksijen eksikliğinden kaynaklı morarma,Dolaşım sistemi bozukluklarında ise, nabız bozukluğu hatta kalbin durması. Ve dolayısıyla yaşamın yitirilmesi.
Sinir sistemi bozuklukları günümüzde ülkemizde çok ilerlememiş olsada elektronörofizyoloji bilim dalında kullanılan başlıca elektroensefalografi ve elektromiyografi gibi cihazlarla tanı konulmaktadır. Bu belirtiler, bilinç kaybı, rahatsızlık hissi, havale, hareketlerde uyumsuzluk ve uyku bozuklukları.
İlk Müdahale:
Solunum yoluyla zehirlenmede; hastanın bulunduğu ortam havalandırılır. Zehirlenen kişi yarı oturur yani doksan derece açıyla oturtulur. Bilinci kapalıysa koma pozisyonu verilerek tıbbi yardım istenmelidir. Solunumu korumak için ise genellikle enfeksiyonlu hastalarda kullanılan maske veya ıslak bez kullanılmalıdır.
Sindirim yoluyla zehirlenmede ise: ilk olarak bilinç kontrolü yapılması gerekmektedir. Zehirli madde oral yol ile bulaşmış ise ağız su ile çalkalanmalı, el ile bulaşmış ise el hijyenik el yıkama yöntemiyle sabun ve kimyasal solusyon ile altmış saniye boyunca yıkanmalıdır. Yaşam bulguları değerlendirilir. Özellikle zehirlenmeye sebep olan kimyasal madde yanıcı ise hasta kesinlikle kusturulmamalıdır. Acil müdahale ekibine haber verilir. Ve ekip gelene kadar gerekli bilgiler toplanmalıdır.
Cilt yoluyla zehirlenmede; ilk olarak yaşam bulguları değerlendirilir. Hastanın ellerinin zehirli madde ile teması engellenmelidir. Zehi bulaşmış kıyafetler hastanın üzerinden çıkartılmalı ve herkesten uzak tutulmalıdır. En az yirmi dakika boyunca deri gözeneklere sindirilerek bol suyla yıkanmalıdır. Tıbbi yardım istenmelidir.
2 Kasım 2016 Çarşamba
Trafik kazalarında ilk yardım
Trafik Kazaları ve Kurtarma
emniyet kemeri takmazsanız;
(Tıklayın Görün)
Trafik kazalarına kurban verdiğimiz yüzlerce kişiden pek azı olay yerinde yaşamını yitirmektedir. Yüzde 80 gibi korkunç orandaki kayıplar ise yaralının bilinçsizce araçtan çıkartılması ve karga tulumba taşınarak hastaneye götürülmesi sırasında oluşmaktadır.
Herhangi bir ilkyardım bilgisinden yoksunsanız bile, uzman ekipler gelmeden yaralıya el sürülmesini engellemeniz, emin olun onun hayatını kurtarmada çok ciddi bir rol üstlenecektir.
Dikkat:
Burada verilen bilgiler çok temel ve basit işlemlerden ibarettir. Sağlıklı bir ilkyardım müdahalesinde bulunabilmek için bu eğitimi almanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Unutmayın! İlkyardım hayat kurtarır.
DİKKAT!
Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz!
KANAMAYI DURDURUN!
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılaşmanız mümkündür. Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem, kanama olan bölgeye bastırmaktır.
Steril bir gazlı bezle uygulanacak basınç, genellikle sorunu çözer. Çözemediği durumlarda ise, yaralının yardım gelene kadar kan kaybederek şoka girmesini önler. Ardından, kanamanın meydana geldiği yer, yukarı (gögüs seviyesinin üzeri) kaldırılır. Turnike tavsiye edilen bir yöntem değildir. Bu yöntem sadece kopan bir uzuv söz konusuysa denenmelidir. Turnike yapmak yerine yaranın üzerine kalın bir petle (gazlı bez sarılmış pamuk topu) ile bastırın ve elastik bir bandajla sarın. Tamponun arasında kalan boşluk kan dolaşımını sağlayacak ve kangren oluşmasını önleyecektir. Bulunduğunuz ortamda elinizin altında tıbbi malzeme yoksa, alt uzuvlarda, özellikle bacaklardaki kanamalarda uzun kollu tişört, sweat şhirt gibi bir giysiyi ortada toplayıp, kollarını birbirine düğümleyerek basit, ama sonuç alabileceğiniz bir tampon malzemesi elde edersiniz.
Eğer kopan bir uzuv söz konusuysa, kopan parçanın bulunarak hastanın en fazla dört-altı saat içinde bu parça ile birlikte bir mikrocerrahi hastanesine ulaştırılması gerekir. Kopan uzvu, serum fizyolojik ile yıkadıktan sonra steril bir torbaya koyun. Bu torbayı içi buz dolu ikinci bir torbanın içine yerleştirin. Ancak bu işlemi yaparken araya bir parça gazlı bez koymayı ihmal etmeyin.
DİKKAT
• Bunları yaparken esas olan, kopan parçayı buzların içine doğrudan koymamaktır. Bu doku tahribatına yol açar. Torbaya rağmen araya gazlı bez konmasında da amaç aynıdır. Kopan parçanın bozulmasını engellemek.
• Gerek kopan uzvu, gerek koptuğu yeri yıkayacağınız serum fizyolojiğin boşalan plastik torbası ihtiyaç duyacağınız steril torba olarak kullanılabilir.
•Kopan parçayı steril etmek için kesinlikle üzerine tentürdiyot veya benzer dezenfektan dökmeyin. Uzvun koptuğu yer (ayak, parmak, kol v.b.) serum fizyolojik ile iyice yıkanır, daha sonra yaranın üzerine gazlı bez konularak enfekte olması önlenir. (Bu işlem sırasında kesinlikle tentürdiyot ve türevlerini kullanmayın. Dokulara zarar verebilirsiniz.) Daha sonra turnike uygulayarak kanamayı durdurun.
• Şunu kesinlikle unutmayın. Her türlü yırtıkta ve benzer yaralanmalarda ilk yaklaşım yara temizliğidir. Ardından lokal baskı ve bandajla yaranın mikrop kapmasının engellenmesi gelmektedir.
Bunlar, yaygın olarak kanama durdurabilen basit çözümlerdir. İç ve dış kanamalara ve farklı yaralara, farklı müdahale şekilleri mevcuttur. Ancak bunların tespiti ve tedavisi bir eğitim sürecini gerektirmektedir.
YARDIM GELENE KADAR
Hasta baygın, ama soluk alıp verebiliyor… Veya suuru açık... Istediğiniz yardım gelene kadar hastayı nasıl bekleteceksiniz? Bunun en rahat ve güvenli şekli "Recovery Pozisyonu"dur.
Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini yapacaksınız.
1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek çökün.
2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama
bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)
3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol), kıvırın
ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin istemsiz
hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz.
4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene
kadar geri çekin. (Eğer leğen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı
birbirine bağlanmalıdır . Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı
bağcıklarını da birbirine bağlayabilirsiniz.)
5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de
kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu
kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın
vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).
6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.
7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan
koluna dokunmayın)
Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek, yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna kaçması önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.
Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya arkadaşınızla deneyebilirsiniz.
DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye çalışmamalıyız.
• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı veya girinti hissetmeye çalışırız. Olağandışı bir şişlik veya eziklik, boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla karşılaştırmalıyız
ARAÇ YANGINLARI
Bir araç yangını ile karşılaşabiliriz. Yangına müdahale edebilmemiz için ön koşul aracımızda bir yangın söndürücü bulundurmaktır.
a) Yardım çağırın
Genellikle, trafik kazası ile karşılasan bir kişi hemen 155 veya 156 numaralı telefonlarla polise haber verir. Oysa ilk aranması gereken yer 112 Acil Ambulans'tır. Polisin ambulansı harekete geçirmesi zaman kaybına yol açar. Bu da yaşamla ölüm arasındaki süreçte ciddi bir etkendir. 112 Acil Ambulans servisinin operasyon merkezi, zaten ihbari aldıktan sonra polisi bilgilendirecektir. Öncelikle aranması gereken yer 112'dir. İhbari yaparken olayın tam olarak aktarılmasını sağlayın (Hastanın durumu, bulunduğu yer, tam olarak adres, cinsiyet, yaş, kazanın türü v.b.)
Ek kazalara meydan vermeyin
Bu durumda yapılacak işlemler kazazedenin olduğu kadar sizin yaşamınızı da güvence altına alacaktır.
• Trafik kazasına müdahale ederken aracınızı güvenli bir yerde durdurun ve flaşörlerinizi açın.
• Üzerinizde dikkat çekici renkte (tercihen fosforlu) bir giysi olmasına dikkat edin. Aksi halde bir trafik kazasına da siz kurban olabilirsiniz. Eğer böyle bir giysi sözkonusu değilse, atletinizi çıkartıp giysinizin üzerine giyin. Ama en iyisi böyle dikat çekici yelek veya ceket benzeri bir giysiyi bagajınızda bulundurun.
• Trafik uyarı işaretlerini koyun veya zaman kazanmak için birisinden bu konuda size yardım etmesini isteyin. Yine aynı dikkat çekici giysiye sahip birine, belli bir mesafede trafikteki araçları uyarmasını söyleyin.
c) Durumu değerlendirin
Bir kaza ile karşılaştığınız anda yapılacak ilk hareket durumu değerlendirmek, kazazedeye boyunluk takmak ve yangın söz konusu değilse, onu kıpırdatmamaktır.Trafik kazalarında, travmaya bağlı olarak omurga ve eklem yaralanmaları kaçınılmazdır. İşte bu durumda kesinlikle dikatli olmalısınız. Yanınızda varsa, en iyi yöntem trafik kazasının şekli ve türü ne olursa olsun derhal hastaya boyunluk takmaktır. Boyunluk, otomobilinizde, ilkyardım çantası gibi bulundurmanız gereken en önemli gereçtir. Eğer gerekli ilkyardım bilgilerine ve deneyime sahip değilseniz, ambulans gelene kadar herhangi birinin yaralıyı kıpırdatmasına engel olmanız en akıllıca davranış olacaktır. Sadece boyunluk takmak ve bilinçsizce taşınmaya engellemek, yaralının yaşam şansını yüzde 80 arttıracaktır. Eğer kaza geçiren araçta yangın tehlikesi söz konusuysa, ancak o zaman yaralıyı araçtan çıkartmaya teşebbüs edin. Ardından hastanın durumunu degerlendirmek için dört duyunuzdan yararlanabilirsiniz.
Konuşun
Yaralı ile sözle temas kurmaya çalışın. "Adın ne, Olay nasıl oldu?" gibi sorularla hem şuurunun açık kalmasını sağlayabilir, hem ona moral verebilir, hem de ambulans gelene kadar bazı gerekli bilgileri edinebilirsiniz. Ama bunları yaparken muhtemel bir felci önlemek için boyunluğu takmış olmalı ve yaralının anlını tutarak başını hareket ettirmesine engel olmalısınız. Eğer sorularınıza mantıklı cevaplar verebiliyorsa, bilinci açık demektir. Vücudundaki hasarı en iyi ondan öğrenebilir ve gelen acil yardım ekibinin işini kolaylaştırmış olursunuz. Sorularınıza mantıksız cevaplar veriyor, konuşması kayıyorsa bu onun beyninde muhtemel bir kanamaya işaret eder.
İzleyin
Yaralı, sözlü uyarılara cevap vermiyorsa, yapılması gereken onun vücut fonksiyonlarını gözlemektir. Nefes alıp veriyor mu? Gögüs kafesi kalkıp iniyor mu? Bunu anlamak için hastanın giysilerinin üst bölümünü keserek çıkartmanızdır. Yaralının gözbebeklerine eğer varsa ışık tutun. Yoksa, gözkapaklarını elinizle bir süre örtüp, tekrar açarak gözbebeği hareketini izleyin. Eğer gözbebekleri ışığa tepki gösteriyor ve küçülüyorsa beyinde problem yok demektir. Ancak kazazede eğer olaydan önce morfin veya aşırı alkol gibi uyuşturucu etkisi altındaysa veya gözüne atropin gibi bir ilaç damlatmışsa, tepkiler yanıltıcı olacaktır. Unutmayın. Kazazedede kalp atışları, dolayısıyla solunum durmuşsa, en belirgin görünüm tende ve dudaklarda morarmadır. İnsan teni normalde pembe beyazdır. Ancak hasta fazlasıyla esmer tenli, hatta zenci olabilir. O zaman dudak içlerine bakmamız gerekir. Irk, renk, cinsiyet farkı ne olursa olsun dudak içi (mukoza) aynı renktir. Morarma olup olmadığını buradan gözlemleyebilirsiniz.
Dokunun
• Nabız
Nabzına bakın. Ancak bunu yaparken bilek yerine boyun atardamarını tercih edin. Zira kalp faaliyeti yavaşlamıs ve kan basıncı düşmüşse, kolda nabız atışını hissetmeniz çok zordur. Özelikle hasta şoka girmişse, bilekten hiç nabız alamazsınız ve hastanın öldüğünü sanabilirsiniz. Boyundan nabız almayı öğrenmek için önce kendinizi dinleyerek pratik yapın.
• Memeler
İnsan bedeninde sinir uçlarının toplandığı bölgeler meme uçlarıdır. Yurdumuzdaki ahlaki değerler göz önüne alındığında, yaralı bir kadınsa, kulak memesini deneyebilirsiniz. Parmak uçlarınızla sıkın ve yaralının acıya karşı tepkisini almaya çalışın.
• Parmak uçları
Yaralının tırnağının üzerine iki parmağınızla basınç uygulayın. Basıncı kaldırdığınız takdirde, beyazlık kızarmaya başlarsa kan dolaşımı, dolayısıyla kalp atışı var demektir. Beyazlığın kalıcı olması, kalbin durduğuna yorumlanabilir.
• Dinleyin
Hastanın nefesini dinleyerek hissetmeye çalışın. Bu arada ağzını
koklayarak da nefes alıp almadığını kontrol edebilirsiniz
d) Solunumun devamını sağlayın
Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin.Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin. Eğer tıkayan bir nesne görürseniz, parmaklarınızı kollayarak bu cismi çıkartın. Mümkünse bu kontrolü bir kalemle yapın, zira bilinci bulanık hasta parmaklarınızı ısırabilir.
Boyunluk yoksa, bunları yaparken hastanın ensesini desteklemelisiniz. Ayakkabılarını, bir tişörtü, içi havayla şişirilmiş bir torbayı hastanın ense boşluğunu desteklemek için kullanabilirsiniz.
Bu arada parmaklarınızı gezdirerek boyundaki olası bir hasarı hissetmeye çalışın. Bir hastanın vücudundaki bir anormalliğin ayrımını en iyi şekilde, sağlıklı olan kendi vücudunuzla karşılaştırarak yapabilirsiniz.
Buraya kadar anlatılanlar gözünüzü korkutmasın. Üzerinde çalıştığınız takdirde, tüm kontrolleri 10-12 saniyede bitirebilmeniz mümkündür.
Tüm tespitler negatif. Dört duyumuzun yardımıyla yaptığımız tüm gözlemlerde hayat belirtisi almadık. Yani sözlü uyarı cevapsız kaldı, nabız yok, kalp vuruşu yok, soluk alıp verme yok, gözbebekleri hareketsiz veya belli belirsiz bir kıpırtı var. Kazazedenin vücudu sıcak, ancak, ağrı uyarısına tepki gelmiyor, nefes kokusu yok, göğüs kafesi kıpırdamıyor, dudak içlerinde morarma başladı. Bu durumda hasta tıbben ölüdür. Hiç vakit geçirmeden akciğer-kalp canlandırmasına (kalp masajı ve suni solunum) başlamak gereklidir.
ÇOK ÖNEMLİ:
Eğer kalp-akciğer canlandırması, diğer bir deyimle suni solunum ve kalp masajı konusunda gerekli ilkyardım eğitimine ve becerisine sahip değilseniz, burada göreviniz sona ermektedir. Ancak o ana kadar edindiğiniz bulgular, gelecek ambulansın içindeki tıp görevlilerine zaman kazandıracak ve yaralının yaşama şansını yükseltecektir.
DİKKAT! Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz! Bir kez daha altını çizerek vurgulamakta yarar görüyoruz: Kaza mahallinde kontrolü ele almanız ön koşul. Çünkü yurdumuzda maalesef travmatik vakalarda ve özellikle trafik kazalarında hastaların büyük çoğunluğu olay yerinde değil, bilinçsiz taşıma sonucu hastaneye kaldırılırken yaşamını kaybetmektedir. Asıl müdahale etmeniz gereken nokta, hastanın kıpırdatılmasına engel olmaktır.
emniyet kemeri takmazsanız;
(Tıklayın Görün)
BİR TRAFİK KAZASI İLE KARŞILAŞTIĞIMIZ ZAMAN NE YAPACAĞIZ?
Trafik kazalarına kurban verdiğimiz yüzlerce kişiden pek azı olay yerinde yaşamını yitirmektedir. Yüzde 80 gibi korkunç orandaki kayıplar ise yaralının bilinçsizce araçtan çıkartılması ve karga tulumba taşınarak hastaneye götürülmesi sırasında oluşmaktadır.
Herhangi bir ilkyardım bilgisinden yoksunsanız bile, uzman ekipler gelmeden yaralıya el sürülmesini engellemeniz, emin olun onun hayatını kurtarmada çok ciddi bir rol üstlenecektir.
Dikkat:
Burada verilen bilgiler çok temel ve basit işlemlerden ibarettir. Sağlıklı bir ilkyardım müdahalesinde bulunabilmek için bu eğitimi almanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Unutmayın! İlkyardım hayat kurtarır.
DİKKAT!
Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz!
KANAMAYI DURDURUN!
Trafik kazasında kanamalı bir kazazede ile karşılaşmanız mümkündür. Kesik ve darbe sonucu oluşan yaralanmalarda yapılacak temel eylem, kanama olan bölgeye bastırmaktır.
Steril bir gazlı bezle uygulanacak basınç, genellikle sorunu çözer. Çözemediği durumlarda ise, yaralının yardım gelene kadar kan kaybederek şoka girmesini önler. Ardından, kanamanın meydana geldiği yer, yukarı (gögüs seviyesinin üzeri) kaldırılır. Turnike tavsiye edilen bir yöntem değildir. Bu yöntem sadece kopan bir uzuv söz konusuysa denenmelidir. Turnike yapmak yerine yaranın üzerine kalın bir petle (gazlı bez sarılmış pamuk topu) ile bastırın ve elastik bir bandajla sarın. Tamponun arasında kalan boşluk kan dolaşımını sağlayacak ve kangren oluşmasını önleyecektir. Bulunduğunuz ortamda elinizin altında tıbbi malzeme yoksa, alt uzuvlarda, özellikle bacaklardaki kanamalarda uzun kollu tişört, sweat şhirt gibi bir giysiyi ortada toplayıp, kollarını birbirine düğümleyerek basit, ama sonuç alabileceğiniz bir tampon malzemesi elde edersiniz.
Eğer kopan bir uzuv söz konusuysa, kopan parçanın bulunarak hastanın en fazla dört-altı saat içinde bu parça ile birlikte bir mikrocerrahi hastanesine ulaştırılması gerekir. Kopan uzvu, serum fizyolojik ile yıkadıktan sonra steril bir torbaya koyun. Bu torbayı içi buz dolu ikinci bir torbanın içine yerleştirin. Ancak bu işlemi yaparken araya bir parça gazlı bez koymayı ihmal etmeyin.
DİKKAT
• Bunları yaparken esas olan, kopan parçayı buzların içine doğrudan koymamaktır. Bu doku tahribatına yol açar. Torbaya rağmen araya gazlı bez konmasında da amaç aynıdır. Kopan parçanın bozulmasını engellemek.
• Gerek kopan uzvu, gerek koptuğu yeri yıkayacağınız serum fizyolojiğin boşalan plastik torbası ihtiyaç duyacağınız steril torba olarak kullanılabilir.
•Kopan parçayı steril etmek için kesinlikle üzerine tentürdiyot veya benzer dezenfektan dökmeyin. Uzvun koptuğu yer (ayak, parmak, kol v.b.) serum fizyolojik ile iyice yıkanır, daha sonra yaranın üzerine gazlı bez konularak enfekte olması önlenir. (Bu işlem sırasında kesinlikle tentürdiyot ve türevlerini kullanmayın. Dokulara zarar verebilirsiniz.) Daha sonra turnike uygulayarak kanamayı durdurun.
• Şunu kesinlikle unutmayın. Her türlü yırtıkta ve benzer yaralanmalarda ilk yaklaşım yara temizliğidir. Ardından lokal baskı ve bandajla yaranın mikrop kapmasının engellenmesi gelmektedir.
Bunlar, yaygın olarak kanama durdurabilen basit çözümlerdir. İç ve dış kanamalara ve farklı yaralara, farklı müdahale şekilleri mevcuttur. Ancak bunların tespiti ve tedavisi bir eğitim sürecini gerektirmektedir.
YARDIM GELENE KADAR
Hasta baygın, ama soluk alıp verebiliyor… Veya suuru açık... Istediğiniz yardım gelene kadar hastayı nasıl bekleteceksiniz? Bunun en rahat ve güvenli şekli "Recovery Pozisyonu"dur.
Hastayı her iki yöne de çevirebilirsiniz. Ancak kalbin daha rahat pozisyon alabilmesi için sol tarafın yukarıya gelmesi tercih nedenidir. O nedenle sırasıyla yapacaklarınızı sol taraf yukarı gelecek şekilde anlatacağız. Ancak, hastanın bulunduğu yer, buna uygun değilse aksi tarafa da çevirebilirsiniz. Bunun için anlatılanların tersini yapacaksınız.
1) Hastanın sağ tarafına, dizleriniz ona değecek şekilde yerleşerek çökün.
2) Sizden yana olan sağ kolunu hafifçe hastanın altına doğru itin. (Ama
bunu yaparken hastayı kaldırmayın.)
3) Hastanın sizden uzak kolunu (anlattığımız sıraya göre sol kol), kıvırın
ve avuç içini sağ kulak altına yerleştirin. Böylelikle hem elin istemsiz
hareketini önleyecek, hem de boynunu destekleyebileceksiniz.
4) Sol bacağını dizinden bükerek, ayağı sağ dizkapağı seviyesine gelene
kadar geri çekin. (Eğer leğen kemiği kırıksa, hastanın iki bacağı
birbirine bağlanmalıdır . Eğer bu imkanınız yoksa ayakkabı
bağcıklarını da birbirine bağlayabilirsiniz.)
5) Hastanın üzerine eğilin, bir elinizle omuzundan, diğer elinizle de
kalça gerisinden kavrayarak hareket gücünü gövdenizden alıp onu
kendinize doğru yuvarlayarak çevirin. (Bu sırada dizlerinizin hastanın
vücuduna yapışık olmasına dikkat edin).
6) Başını, nazikçe geri iterek rahat nefes almasını sağlayın.
7) Sağ kolunu, altından hafifçe çıkartıp rahatlatın. (Boynunu kavrayan
koluna dokunmayın)
Hastayı sırtüstü bekletmek tehlikeli olabilir. Bu pozisyonu kazandırdığınız hastanın dili geri kaçamayacak, rahat soluk alabilecek, yemek borusundan gelebilecek artıkların ve kusmukların nefes borusuna kaçması önlenebilecektir. Hasta bu pozisyonda ambulans gelene kadar rahatlıkla bekletilebilir. Ancak bu sırada nefes alıp verişini ve nabzını aralıklarla kontrol etmeyi unutmayın.
Bu harekete alışkanlık kazanabilmek için bir yakınınız veya arkadaşınızla deneyebilirsiniz.
DİKKAT:
Eğer omurilik yaralanmasından veya kırıklardan kuşkulanıyorsak, hastayı kesinlikle kıpırdatmamalı ve recovery pozisyona getirmeye çalışmamalıyız.
• Bilinci açıksa, bunu en kolay ondan el ve ayak parmaklarını oynatmasını isteyerek anlayabiliriz.
• Eğer hastanın bilinci kapalıysa, kulağından veya burnundan sümüksü bir madde akıp akmadığı kontrol edilir. Bu madde omurilik sıvısıdır ve omurilik yaralanmasının belirtisidir.
• Parmaklarımızı boynunda nazikçe gezdirerek, olağandışı bir çıkıntı veya girinti hissetmeye çalışırız. Olağandışı bir şişlik veya eziklik, boynun zarar gördüğünün işaretidir. Kuşku duyuyorsak, kendi boynumuzla karşılaştırmalıyız
ARAÇ YANGINLARI
Bir araç yangını ile karşılaşabiliriz. Yangına müdahale edebilmemiz için ön koşul aracımızda bir yangın söndürücü bulundurmaktır.
Bİr trafİk kazasI İle karşI karşIya kaldIğImız takdİrde yapIlacak İşlemler bellİ kurallarla sInIrlanmIştIr.
a) Yardım çağırın
Genellikle, trafik kazası ile karşılasan bir kişi hemen 155 veya 156 numaralı telefonlarla polise haber verir. Oysa ilk aranması gereken yer 112 Acil Ambulans'tır. Polisin ambulansı harekete geçirmesi zaman kaybına yol açar. Bu da yaşamla ölüm arasındaki süreçte ciddi bir etkendir. 112 Acil Ambulans servisinin operasyon merkezi, zaten ihbari aldıktan sonra polisi bilgilendirecektir. Öncelikle aranması gereken yer 112'dir. İhbari yaparken olayın tam olarak aktarılmasını sağlayın (Hastanın durumu, bulunduğu yer, tam olarak adres, cinsiyet, yaş, kazanın türü v.b.)
Ek kazalara meydan vermeyin
Bu durumda yapılacak işlemler kazazedenin olduğu kadar sizin yaşamınızı da güvence altına alacaktır.
• Trafik kazasına müdahale ederken aracınızı güvenli bir yerde durdurun ve flaşörlerinizi açın.
• Üzerinizde dikkat çekici renkte (tercihen fosforlu) bir giysi olmasına dikkat edin. Aksi halde bir trafik kazasına da siz kurban olabilirsiniz. Eğer böyle bir giysi sözkonusu değilse, atletinizi çıkartıp giysinizin üzerine giyin. Ama en iyisi böyle dikat çekici yelek veya ceket benzeri bir giysiyi bagajınızda bulundurun.
• Trafik uyarı işaretlerini koyun veya zaman kazanmak için birisinden bu konuda size yardım etmesini isteyin. Yine aynı dikkat çekici giysiye sahip birine, belli bir mesafede trafikteki araçları uyarmasını söyleyin.
c) Durumu değerlendirin
Bir kaza ile karşılaştığınız anda yapılacak ilk hareket durumu değerlendirmek, kazazedeye boyunluk takmak ve yangın söz konusu değilse, onu kıpırdatmamaktır.Trafik kazalarında, travmaya bağlı olarak omurga ve eklem yaralanmaları kaçınılmazdır. İşte bu durumda kesinlikle dikatli olmalısınız. Yanınızda varsa, en iyi yöntem trafik kazasının şekli ve türü ne olursa olsun derhal hastaya boyunluk takmaktır. Boyunluk, otomobilinizde, ilkyardım çantası gibi bulundurmanız gereken en önemli gereçtir. Eğer gerekli ilkyardım bilgilerine ve deneyime sahip değilseniz, ambulans gelene kadar herhangi birinin yaralıyı kıpırdatmasına engel olmanız en akıllıca davranış olacaktır. Sadece boyunluk takmak ve bilinçsizce taşınmaya engellemek, yaralının yaşam şansını yüzde 80 arttıracaktır. Eğer kaza geçiren araçta yangın tehlikesi söz konusuysa, ancak o zaman yaralıyı araçtan çıkartmaya teşebbüs edin. Ardından hastanın durumunu degerlendirmek için dört duyunuzdan yararlanabilirsiniz.
Konuşun
Yaralı ile sözle temas kurmaya çalışın. "Adın ne, Olay nasıl oldu?" gibi sorularla hem şuurunun açık kalmasını sağlayabilir, hem ona moral verebilir, hem de ambulans gelene kadar bazı gerekli bilgileri edinebilirsiniz. Ama bunları yaparken muhtemel bir felci önlemek için boyunluğu takmış olmalı ve yaralının anlını tutarak başını hareket ettirmesine engel olmalısınız. Eğer sorularınıza mantıklı cevaplar verebiliyorsa, bilinci açık demektir. Vücudundaki hasarı en iyi ondan öğrenebilir ve gelen acil yardım ekibinin işini kolaylaştırmış olursunuz. Sorularınıza mantıksız cevaplar veriyor, konuşması kayıyorsa bu onun beyninde muhtemel bir kanamaya işaret eder.
İzleyin
Yaralı, sözlü uyarılara cevap vermiyorsa, yapılması gereken onun vücut fonksiyonlarını gözlemektir. Nefes alıp veriyor mu? Gögüs kafesi kalkıp iniyor mu? Bunu anlamak için hastanın giysilerinin üst bölümünü keserek çıkartmanızdır. Yaralının gözbebeklerine eğer varsa ışık tutun. Yoksa, gözkapaklarını elinizle bir süre örtüp, tekrar açarak gözbebeği hareketini izleyin. Eğer gözbebekleri ışığa tepki gösteriyor ve küçülüyorsa beyinde problem yok demektir. Ancak kazazede eğer olaydan önce morfin veya aşırı alkol gibi uyuşturucu etkisi altındaysa veya gözüne atropin gibi bir ilaç damlatmışsa, tepkiler yanıltıcı olacaktır. Unutmayın. Kazazedede kalp atışları, dolayısıyla solunum durmuşsa, en belirgin görünüm tende ve dudaklarda morarmadır. İnsan teni normalde pembe beyazdır. Ancak hasta fazlasıyla esmer tenli, hatta zenci olabilir. O zaman dudak içlerine bakmamız gerekir. Irk, renk, cinsiyet farkı ne olursa olsun dudak içi (mukoza) aynı renktir. Morarma olup olmadığını buradan gözlemleyebilirsiniz.
Dokunun
• Nabız
Nabzına bakın. Ancak bunu yaparken bilek yerine boyun atardamarını tercih edin. Zira kalp faaliyeti yavaşlamıs ve kan basıncı düşmüşse, kolda nabız atışını hissetmeniz çok zordur. Özelikle hasta şoka girmişse, bilekten hiç nabız alamazsınız ve hastanın öldüğünü sanabilirsiniz. Boyundan nabız almayı öğrenmek için önce kendinizi dinleyerek pratik yapın.
• Memeler
İnsan bedeninde sinir uçlarının toplandığı bölgeler meme uçlarıdır. Yurdumuzdaki ahlaki değerler göz önüne alındığında, yaralı bir kadınsa, kulak memesini deneyebilirsiniz. Parmak uçlarınızla sıkın ve yaralının acıya karşı tepkisini almaya çalışın.
• Parmak uçları
Yaralının tırnağının üzerine iki parmağınızla basınç uygulayın. Basıncı kaldırdığınız takdirde, beyazlık kızarmaya başlarsa kan dolaşımı, dolayısıyla kalp atışı var demektir. Beyazlığın kalıcı olması, kalbin durduğuna yorumlanabilir.
• Dinleyin
Hastanın nefesini dinleyerek hissetmeye çalışın. Bu arada ağzını
koklayarak da nefes alıp almadığını kontrol edebilirsiniz
d) Solunumun devamını sağlayın
Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin.Solunum yollarının devamlılığını sağlamak için öncelikle ağız ve burunda yabancı bir cismin olup olmadığını kontrol edin. Eğer tıkayan bir nesne görürseniz, parmaklarınızı kollayarak bu cismi çıkartın. Mümkünse bu kontrolü bir kalemle yapın, zira bilinci bulanık hasta parmaklarınızı ısırabilir.
Boyunluk yoksa, bunları yaparken hastanın ensesini desteklemelisiniz. Ayakkabılarını, bir tişörtü, içi havayla şişirilmiş bir torbayı hastanın ense boşluğunu desteklemek için kullanabilirsiniz.
Bu arada parmaklarınızı gezdirerek boyundaki olası bir hasarı hissetmeye çalışın. Bir hastanın vücudundaki bir anormalliğin ayrımını en iyi şekilde, sağlıklı olan kendi vücudunuzla karşılaştırarak yapabilirsiniz.
Buraya kadar anlatılanlar gözünüzü korkutmasın. Üzerinde çalıştığınız takdirde, tüm kontrolleri 10-12 saniyede bitirebilmeniz mümkündür.
Tüm tespitler negatif. Dört duyumuzun yardımıyla yaptığımız tüm gözlemlerde hayat belirtisi almadık. Yani sözlü uyarı cevapsız kaldı, nabız yok, kalp vuruşu yok, soluk alıp verme yok, gözbebekleri hareketsiz veya belli belirsiz bir kıpırtı var. Kazazedenin vücudu sıcak, ancak, ağrı uyarısına tepki gelmiyor, nefes kokusu yok, göğüs kafesi kıpırdamıyor, dudak içlerinde morarma başladı. Bu durumda hasta tıbben ölüdür. Hiç vakit geçirmeden akciğer-kalp canlandırmasına (kalp masajı ve suni solunum) başlamak gereklidir.
ÇOK ÖNEMLİ:
Eğer kalp-akciğer canlandırması, diğer bir deyimle suni solunum ve kalp masajı konusunda gerekli ilkyardım eğitimine ve becerisine sahip değilseniz, burada göreviniz sona ermektedir. Ancak o ana kadar edindiğiniz bulgular, gelecek ambulansın içindeki tıp görevlilerine zaman kazandıracak ve yaralının yaşama şansını yükseltecektir.
DİKKAT! Soluk alıp veren ve nabız vuruşları hissedilen bir hastaya baygın olsa bile kesinlikle kalp-akciğer canlandırması yapılmaz! Bir kez daha altını çizerek vurgulamakta yarar görüyoruz: Kaza mahallinde kontrolü ele almanız ön koşul. Çünkü yurdumuzda maalesef travmatik vakalarda ve özellikle trafik kazalarında hastaların büyük çoğunluğu olay yerinde değil, bilinçsiz taşıma sonucu hastaneye kaldırılırken yaşamını kaybetmektedir. Asıl müdahale etmeniz gereken nokta, hastanın kıpırdatılmasına engel olmaktır.
31 Ekim 2016 Pazartesi
Yangında ilk yardım
Yangın ve ilk yardım
Yanmanın kontrol dışı gerçekleşip önlenemeyen hali yangındır.Yanma için üç şey gereklidir.
a-Yakıt
b-Hava/oksijen
c-Isı
Bunlardan birini yok edebilirsek yanma olayı gerçekleşmez.Yangınların çoğu küçük başlar.Küçük bir yangının nasıl söndürüleceğini herkesin öğrenmesi lazım.
Küçük bir yangını:
1-Islak bir havlu yada battaniye ile üzerini örterek,
2-Üzerine kum yada toz atarak
3-Yangın söndürücü kullanarak
4-Yangın hortumunu kullanarak söndürebiliriz.
YANGINA KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER:
1-Çocuklara ateşle oynamamalarını öğretmeliyiz.
2-Yanabilecek eşyaları soba ve ısıtıcıların yakınına koymamalıyız.
3-Yatarken ve ya hiçbir zaman sigara içmemeliyiz.
4-Yıpranmış yada arızalı kabloları değiştirmeliyiz .Kabloları halıların altından geçirmemeliyiz.
5-Çok fazla sayıda aleti tek bir prize bağlamamalıyız.
6-Evimizde,işyerimizde veya arabamızda mutlaka yangın söndürücü bulundurmalıyız.
7-Yangın acil çıkış kapılarının ve yangın merdivenlerinin her an kullanıma hazır tutmalıyız.
8-Bizleri yangına karşı uyarması için evimize iş yerimize ve okulumuza Duman dedektörleri koymalıyız.
YANGINA YAKALANDIĞIMIZDA:
Duman ateşten daha öldürücüdür,
a-Hemen yere yakın pozisyon almalıyız çünkü duman önce üst kısımlarda birikir.
b-Yüzümüzü ıslak bir havlu ile örtmeliyiz
c-Çıkış noktasına doğru sürünerek çıkmaya çalışmalıyız,
d-Sıcak olan kapıları açmayınız
e-Eğer bir yerde kapalı kalırsak kapıyı kapatıp kapının altını ıslak bezle kapatmalıyız.
f-Eğer giysilerimizin tutuştuğunu fark edersek
DUR- YAT- YUVARLAN!
1-Yardım istemek için bağırınız.
2-DUR: Koşarsanız havadaki oksijen alevlerin artmasına neden olacaktır.
2- YAT : Ayakta durursanız alevler hızla hayati organlarınıza doğru yükselecektir.
3-YUVARLAN : Ateşi söndürmek için yuvarlanın.
YANGIN SÖNDÜRÜCÜ NASIL KULLANILIR:
P. A. S. S.( Pimi Çek,Ateşe Yönelt,Sık Süpür)
1-Pimi Çekiniz
2-Ateşin Kaynağına yöneltin.
3-Sıkınız
4-Süpür: Yangın sönünceye kadar süpürür gibi yaparak ,söndürücü maddeyi sıktığımız alanı genişletmeliyiz.
L) YANIKLARDA İLK YARDIM NASIL YAPILIR?
1.Soğuk musluk suyu ile ağrı azaltılır. 2.Hastanın takıları çıkartılır.(Daha sonra oluşabilecek şişler nedeniyle çıkarmak zorlaşabilir.) 3.Oluşan kabarcıklar patlatılmaz. |
boğulmalarda ilk yardım
KAZAZEDEYİ SUDAN KURTARMA TEKNİKLERİ
Denizden Adam Kurtarmak
Denizden adam kurtarma prosedürü ilk olarak kazazedelerin baygın veya yaralı olup olmama durumları ve üstlerinde bulunan teçhizatları göze alınarak başlar.
Baygın veya yaralı olan üzerinde can yeleği olmayan bir kazazede kurtarma önceliğine sahipken, baygın veya yaralı olmayan, üzerinde can yeleği bulunan bir kazazede sonrasında kurtarılabilir.
Kurtarma gerçekleştirilirken dikkate alınması gereken hususlar göz ardı edilmeksizin kontrol edilmeli ve uygun teknikle hareket edilmelidir. Kurtarma amaçlı kullanılan teçhizat hazır durumda bulundurularak yüzme mesafesi, suyun sıcaklığı, hava şartları, dalga ve akıntı gibi unsurlar dikkate alınmalıdır.
Bütün bu şartlar altında gerçekleştirilecek kurtarma operasyonu yardımcı teçhizatlar sayesinde daha kolay hale gelebilmektedir. Kullanılan uygun taşıma tekniği ve kazazedeye yaklaşma bu operasyonda en önemli unsurlardandır.
Yorgun ve boğulma tehlikesi altındaki bir kazazede panik halinde bir tavır sergileyerek kurtarmayı zorlaştıracaktır. Panik halinde boğulma tehlikesi yaşayan bir kazazedenin kurtarmayı gerçekleştiren kişiye zarar verme ihtimali de mevcuttur.
Zamanında ve olumlu sonuç alma amacı ile gerçekleştirilecek bir kurtarma operasyonu için aşağıdaki teknikler uygulanabilir.
Sabitlenerek Taşıma
Bu tip taşımalar da kazazedenin panik durumu göz önüne alınarak kurtarıcıya zarar verme unsuru dikkate alınır. Sabitlenerek taşıma kazazedenin kurtarıcıya sarılma ve kuvvet uygulama durumlarında kısa süreli olarak uygulanır.
Standart Taşıma
Standart taşıma yönteminde kurtarıcı kazazedeyi sırt üstü pozisyona getirerek sağ eli ile sol kolunu bileğinden yakalayıp sırtına yapıştırır ve kürek kemiğine doğru çekerken diğer eli ile çenesinden tutarak kazazedenin ters dönmesine karşı koyar.
Denizci Bağı Vurarak Taşıma
Bu taşıma yönteminde kurtarıcı kazazedeyi sırt üstü pozisyona getirir ve sağ kolunu sağ kolu ile sırtı arasından geçirerek sol kolunu yukarısından kavrayıp dirseği ile sırtına baskı uygular ve bedenini kendine doğru çeker. Diğer kolu serbest kalan kurtarıcı daha kolay ve etkili şekilde yüzerek kurtarmayı gerçekleştirir. Bu yöntem yüzme bilmeyen ve boğulma tehlikesi yaşayan kazazedeler için etkilidir.
Suda Baygın veya Yaralı Durumda Bulunan Kazazedenin Kurtarılması
Bu tip kazazedeler panik ortamı yaratmayacaklarından kurtarmayı gerçekleştiren kişi taşımayı daha kolay yapacaktır.
Baygın durumdaki kazazedenin taşınması konusunda en önemli husus kazazedenin solunum yolunun suyun dışında tutulmasıdır.
Kafadan Tutarak Taşıma
Kurtarıcı kazazedeyi su yüzeyinde sırt üstü yatar pozisyona getirerek kafasından tutar. Bu taşıma yönteminde baş parmaklar kulak arkasına üç parmak yanak çukuruna serçe parmak ise alt çene kemiğine paralel olacak şekilde yerleştirilir.
Kazazedenin su içerisinde dik duruma gelmesi kurtarıcının yüzmesini zorlaştıracağından kazazedeyi su yüzeyine paralel halde tutması gerekmektedir. Kurtarıcı kazazedeyi su yüzeyine paralel hale getirmek için dizini kullanarak kalça kısmından yukarıya doğru hafifçe baskı uygulayabilir. Bu durum kurtarıcının daha kolay ve hızlı yüzmesine olanak sağlayacak ve kurtarma operasyonunu kolaylaştıracaktır. Hem kurtarıcı hemde kazazedenin kolları tamamen uzatılmış durumda olmalıdır.
Koltuk Altından Tutarak Taşıma
Kazazede su yüzeyine paralel olarak sırt üstü pozisyona getirilir ve koltuk altlarından kavranarak yüzdürülür. Bu taşıma yönteminde kurtarıcı kollarını uzatılmış durumda kullanmalıdır. Aksi halde kazazedenin ağırlığı taşımayı zorlaştıracak ve solunum yolunun suya batmasına sebep olacaktır.
Can Yeleğinden veya Giysiden Tutarak Taşıma
Bu taşıma yönteminde kazazede boğazını sıkıca saran bir kıyafet giymemiş olmalıdır. Kazazede sırt üstü pozisyona getirilerek can yeleğinden veya giysisinden çekerek taşınır.
Boğulmakta olan Kazazedeyi Kurtarma
Kurtarma operasyonu boğulma tehlikesi yaşayan bir kazazedeye uygulanacaksa kazazedenin tepkileri göz önünde bulundurularak kazazedeye doğru teknikle yaklaşılmaktadır. Gerek su sıcaklığının düşük olması gerekse kazazedenin panik durumu nefes almasını zorlaştırarak paniğin daha üst seviyelere ulaşmasını sağlayacaktır. Bu durumda kazazedenin aklındaki tek şey rahat nefes alabilme düşüncesidir. Kurtarıcıya sarılıp su yüzeyinde kalma istekleri kaçınılmazdır.
Bu şartlar altında bulunan kazazede normalden çok daha kuvvetli olabilmektedir. Kurtarıcının kazazedeye yaklaşırken dikkat etmesi gerekmektedir.
Sarılmanın Önlenmesi
Yapılacak ilk hareket olan sarılmanın önlenmesi hayati önem taşımaktadır.
- Belirli bir mesafe yaklaştıktan sonra konuşarak iletişim kurmaya çalışılır
- Gerekli yüzdürücü teçhizatın güvenli mesafeden uzatılması
- Etrafından dolaşarak arkasından kazazedeye yaklaşmak
- Dalarak yaklaşmak ( su içindeki diğer kazazedelere ve cisimlere dikkat ederek )
- Yüzerek arkadan yaklaşmak ( konuşamaz halde olduklarında )
- Kazazedenin sarılma atağından elleri ve ayakları kullanarak kurtulma
Kurtulma Teknikleri ( Kazazedenin sarılması durumunda )
Kazazede kurtarıcıya sarılarak su üstünde kalmaya çalışacaktır. Bu durumda aşağıdaki teknikler uygulanabilir.
Kazazede kurtarıcıya sarılarak su üstünde kalmaya çalışacaktır. Bu durumda aşağıdaki teknikler uygulanabilir.
- Dalarak kazazedeyi suyun içine çekmek ( Kazazede nefes alma ihtiyacı duyacağından sarılma gevşeyecektir.
- Kazazededen kurtulma tutuşunun başlatılması ( her hangi bir sabitlenerek taşıma tutuşu uygulanabilir )
- Kazazedeyi kendine doğru çekmek ( taşıma tutuşunu kolaylaştıracaktır )
- Kurtulma tekniğinin gereksiz olması durumu ( Kazazede kurtarıcının koluna veya baldırına sarılmış ise sadece taşıma gerçekleştirilir )
Kazazedenin kurtarıcının boğazına dolanması durumu
Kazazede panik haliyle kurtarıcının boğazına dolanabilir. Bu durumda uygulanacak teknikler aşağıda sıralanmıştır.
Kazazedenin Boğazı Arkadan Tutma durumu
Kazazedenin Boğazı Arkadan Tutma durumu
Kazazedenin sol el bileğinden tutularak dışa doğru çevrilir. Bu esnada boşta olan sol el ile kazazedenin dirseğine kuvvetlice vurulur. Kazazede bedensel temas noktasından uzaklaştırılır ve taşıma tutuşu başlatılır.
Kazazedenin sol el bileği göğüs seviyesinde tutulurken sağ el ile koltuk altından kavranır ve kurtarıcı rahat dalabilmesi için bir alan yaratır.
Kurtarıcı kazazedenin sol kolunun altından dalmayı gerçekleştirirken sağ eli ile sol kolunu dirsek bölgesinden kavrayarak başının üstünden çevirir.
Kurtarıcı kazazedenin sol kolu altından dalmayı gerçekleştirir.
Kazazede solunum yolu açık durumda olması için su yüzeyine doğru çıkartılır. Kurtarıcı kazazedeyi standart sabitleme pozisyonunda kurtarma vasıtasına taşır.
Kazazedenin Boğazı Önden Tutması Durumu
Kurtarıcı sol omuzu ile kazazedeye doğru dönerken kazazedenin sol el bileğinden yakalar.
Kazazedenin sol kolunu serbest bırakan kurtarıcı sol eliyle kazazedenin sol dirsek eklemini baş parmağı iç kısıma gelecek pozisyonda kavrar.
Kurtarıcı kazazedenin sol kolunu kolunu kendine doğru çeker ve yukarıya doğru kaldırarak kazazedenin koltuk altından dalar.
Kazazedenin arkasına geçen kurtarıcı sağ eli ile kazazedenin sol kolunu sabitler.
Kurtarıcı kazazedeyi standart sabitleme pozisyonunda kurtarma vasıtasına taşır.
Boğaza Sarılma Durumu
Bazı durumlarda kazazede kurtarıcının boğazına sarılır. Bu durumdan kurtulmak için kullanılan teknikler aşağıda sıralanmıştır.
Boğaza Arkadan Sarılma Durumu
Boğaza Arkadan Sarılma Durumu
Omuzlarını kaldırarak başını yan tarafa doğru çeviren kurtarıcı dalmaya geçerek kazazedeyi sağ kol bileğinden yakalar.
Kazazedenin sağ el bileğini kavrayarak sağ kol dirseğini yukarı iter ve başının üstünden geçirir.
Kazazedenin sağkolunun altından dalışa geçer.
Dalmanın sonucunda kurtarıcının vücudu dönerek kazazedenin arkasına geçer.
Kurtarıcı kazazedeyi standart sabitleme pozisyonunda kurtarma vasıtasına taşır.
Boğaza Önden Sarılma Durumu
Kazazedenin kurtarıcının boğazına önden sarılması durumunda uygulanacak teknikler aşağıda sıralanmıştır.
Kurtarıcı omuzlarını kaldırarak başını yana çevirdiği esnada sağ eli ile kazazedeye kalçasından sarılır.
Kazazedenin kurtarıcının boğazına önden sarılması durumunda uygulanacak teknikler aşağıda sıralanmıştır.
Kurtarıcı omuzlarını kaldırarak başını yana çevirdiği esnada sağ eli ile kazazedeye kalçasından sarılır.
Kurtarıcı boşta olan sol eli ile baş parmağı çene altına gelecek şekilde kazazedeyi yüzünden kavrayarak geriye doğru baskı uygular.
Kazazedeyi geriye doğru iterken aynı anda sağ eli ile sol kolundan yakalar.
Sağ eli ile kazazedenin sol kol bileğini kavrayan kurtarıcı yüze uyguladığı baskıyı bırakarak sol eli ile kazazedenin sol dirsek bölgesini kavrar.
Kurtarıcı sol kolu ile kazazedenin üst kol kısmından yukarı doğru baskı uygular.
Kazazedenin sol koltuk altından dalarak arkasına geçer.
Kurtarıcı kazazedeyi standart sabitleme pozisyonunda kurtarma vasıtasına taşır.
Kazazedenin Vücuda Sarılması Durumu
Arkadan Sarılma Durumunda Uygulanacak Teknikler
Kurtarıcı kazazedenin açık olan el bileğinden yakalayarak diğer kolunu büker ve kendi vücuduna doğru çeker.
Kurtarıcı kavradığı kol bileğini ileriye doğru açmaya çalışırken büktüğü dirseğini kazazedenin kolu ile kendi vücudu arasına sokarak aşağıya doğru bastırır.
Kazazedenin açılan kolundan kavrayan kurtarıcı boşta olan elini baş parmağı iç kısıma gelecek şekilde kazazedenin dirsek bölgesine yerleştirir.
Kurtarıcı dalarak kazazedenin açık olan kolunun altından arkasına geçer.
Kazazedenin kolu kıvrılarak sırtına doğru bastırılır.
Kurtarıcı kazazedeyi standart sabitleme pozisyonunda kurtarma vasıtasına taşır.
Önden Sarılma Durumunda Uygulanacak Teknikler
Omuzlarını kaldırarak dalmaya çalışan kurtarıcı sağ eli ile kazazedenin kalçasından yakalar.
Sol el ile kazazedenin yüzüne baskı uygulanarak geriye doğru itilir.
Kazazede geriye doğru itilirken kolu açılır ve kurtarıcı sol kol bileğinden kavrar.
Yüzüne uyguladığı baskıya son veren kurtarıcı sol eliyle kazazedenin sağ kol dirsek bölgesini kavrar.
Kazazede sol kolunun dirsek bölümünden yukarı doğru itilir ve koltuk altından dalış gerçekleştirilir.
Kurtarıcı kazazedeyi standart sabitleme pozisyonunda kurtarma vasıtasına taşır.
Kazazedeye Arkadan Yaklaşma
Kurtarma operasyonunda yüzdürücü ekipman kullanma
Kazazedeye güvenli mesafe kadar yaklaşıp yanımızda bulundurduğumuz bir kurtarma ekipmanını uzatarak kazazedenin su üzerinde kalmasını sağlayabiliriz. Bu ekipman bazı durumlarda giysi, tahta, can simidi veya can yeleği olabilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)